Yutağın lenf dokusunun ve özellikle bademciklerin önemli bir savunma işlevi vardır. Mikroplanıl yineleyen saldırılarına tepki olarak ortaya çıkan iltihaplanmalardan sonra bu doku aşın biçimde büyüyebilir ve kendi başına bütün vücut için bir iltihap odağı oluşturabilir. Bademcik iltihabı çocukluk evresinde gerçek bir hastalık sayılmayacak kadar sıradanlaşan bir duruma dönüşebilir. Ama yol açabileceği komplikasyonlar nedeniyle önemsenmesi gerekir.Bademcik iltihabında yaşın büyük önemi vardır. Bu önem yalnızca cerrahi bakış açısından kaynaklanmaz. Erişkin evrede bademcik sorunu çok daha karmaşıktır ve değişik çözümlere açıktır. Çocukta ise sorun oldukça basittir. Artık günümüzde bademcik ve adenoitlerin (geniz bademciği) alınması bir çocuk için kızamık ya da boğmaca geçirmek kadar önemsizleşmiştir. Bu girişim çok daha ağır sonuçlar doğuracak gelişmelerin de kesin biçimde önlenmesini sağlar.
Bademciklerin Büyümesi
Bademcikler çocuklarda, özellikle “lenfatik” denen yapıya sahip olanlarda gelişmeye yatkındır. Ağız yutak (bademcikler) ve burun-yutakta (adenoitler) bulunan lenf dokusundaki bu gelişme bazen aşın olabilir. Büyüyen lenf dokusu öncelikle geliştiği boşlukta tıkanmaya yol açar. Aynca bu büyüme sonucu nezle tipi enfeksiyonlara yakalanma kolaylaşırken bu dokular anatomik yapılarından ötürü mikroplar için çok uygun bir yaşama ortamı oluştururlar.
Bademcik İltihabı Belirtileri
Bademciklerin ve özellikle adenoitlerin büyümesi üst solunum yollannda (burun ve yutak) tıkanmaya yol açar. Çoğu zaman burun kanalının yutağa bağlandığı bölge (rinofarinks) tam olarak tıkanır ve çocuk sürekli ağızdan nefes almak zorunda kalır. Bu durumdaki çocuğun ağzı sürekli açıktır.
Östaki borusunun tıkanması nedeniyle gelişen ortakulak iltihabından ötürü solunan havanın burun süzgecinden geçmeyişinden kaynaklanan boğaz ağrısı ve bronşite kadar bir dizi komplücasyon görülür. Çocukta burnun kapalı ve yutak titreşiminin yetersiz olması nedeniyle ses de değişir ve “genizden konuşma” başlar.
Bademciklerin büyümesiyle ağız ve yutak arasındaki geçidin daralması sonucu yiyeceklerin yutulması zorlaşır. Ortaya çıkan bu bozukluklar aşın büyüyen lenf dokusunun alınması için yeterlidir. Aynca bütün bunlara ek olarak bademcik ve adenoitlerin hemen her zaman mikroplanarak iltihaplandığı görülür. İltihaplanma kızamık ve suçiçeği gibi döküntülü bir çocuk hastalığından, sıradan bir soğuk algınlığından ya da grip enfeksiyonundan sonra da ortaya çıkabilir,Böylece çocuğun burun yollannda iltihaplanma (sürekli soğuk algınlığı durumu), boğaz bölgesinde iltihaplanma, vücut sıcaklığında hafif artış, iştahında azalma, büyümesinde yavaşlama ve kulaklarında inatçı iltihaplanma görülür.
Küçük hastalarda bademciklerin büyümesine bağlı tıkayıcı etkinin yanı sıra iltihaplanmalar sonucu hemen kendini belli eden bîr dizi değişiklik oluşur. Bu bozukluklar göz ardı edilirse vücut gelişiminin bile silemeyeceği, kalıcı izler ortaya çıkar.Çocuğun yüzü soluk ve incedir. Ağzı her zaman açık, burun delikleri şişkin ve sümüklüdür. İştahsız, zayıf ve huysuzdur. Genellikle işitme güçlüğü çektiğinden okulda dalgındır. Soğuk havalarda kolay hastalanır. Genellikle hafif ateş, boğaz ağnsı ve bronşit görülür. Bunlar çok ağır belirtiler olmasa bile çocuğu giderek daha güçsüz bırakır. Çocuğun yaşı ilerledikçe belirginleşen bu tabloyu engellemek için hastalık burun ve yutağa yerleşmeden başlangıçta engellenmelidir.
Bademcik ve adenoitlerin büyümesine karşı tek kesin çözüm cerrahidir. Tıbbi tedavi ve İklim değişiklikleri az ya da çok bir iyileşme sağlayabilir. Deniz kıyısında yaşama, uzun sürelerle açık havada kalma, vitamini eksiksiz dengeli beslenme, kalsiyum ilaçlan ve kansızlığı önleyici başka ilaçlar çok yararlıdır.
Bademcik ve adenoitler hemen her zaman ve durumda alınabilir. Cerrahi girişimi kesin biçimde engelleyen tek durum ender görülen ve önlenemez kanamalara yol açan hemofili hastalığıdır. Çocuğun akut seyreden bir hastalığı varsa iyileşmesini beklemek önerilir. İlerde daha ayrıntılı biçimde açıklandığı gibi cerrahi girişim sırasında genel anestezi uygulanarak, solunum yoluyla azot pro-toksit (diazot monoksit) ve halotan gibi gazlarla oksijen verilir. Bu anestezikler yüzeysel ve hızlı narkoz etkileriyle çocuğun hem ameliyathane ortamından en az Ölçüde etkilenmesini hem de daha çabuk kendine gelmesini sağlar. Aynca uzun süreli girişimlerde kullanılan öbür anes-teziklerin yan etkilerini göstermezler.Girişimden sonra, ameliyat yerinde oluşabilecek kanama ve enfeksiyonlara karşı çocuğun bir hafta süreyle gözlenmesi uygundur. Beslenmeye gelince, çocuğa yarı katı ya da sıvı yiyecekler verilir. Bunların çok sıcak ya da soğuk olmamasına özen gösterilir. Ağız bakımı mikrop öldürücü gargaralarla sağlanır.
Erişkinlerde Kronik Bademcik İltihabı
Çocukta bademcikler (ve adenoitler) solunum zorluğu yarattığı ve yerel iltihaplanmalara yol açtığı için alınır. Erişkinlerde ise cerrahi girişim bademcik iltihabının böbrek ve kalp gibi uzak organlar için bir enfeksiyon odağı oluşturması durumunda gündeme gelir.Bademcikler yalnız savunma işlevini üstlenen ve bu nedenle aşın lenfosit içeren yapılardır. Ama bu görevlerini kolayca yapamaz duruma gelebilir ve mikroplarla dolabilirler.Bademciklere yuvalanan streptokok gibi mikroplar genellikle vücudun zayıfladığı durumlarda yeterince üreme fırsatı bulur, kan dolaşımına geçip duyarlı organlara ulaşarak genel hastalıklara yol açarlar. Bunlar arasında, glome-riilonefrit ve akut ateşli romatizma ile kalpte (endokardit, miyokardit), eklemlerde, merkez sinir sisteminde (köre) ve gözde (iris iltihabı) oluşan komplikas-yonlar sayılabilir.
Bu olgularda bademcikler uzak organlarda hastalıklara yol açan enfeksiyon odağına dönüşmüşlerdir. Erişkinlerdeki kronik bademcik iltihaplarında en önemli sorun, odaklaşmış bir enfeksiyonun var olup olmadığını saptamaktır. Bu konunun belirlenmesi cerrahi girişim açısından büyük önem taşır. Odaklaşmış enfeksiyon olgularında her iki bademciğin de alınması enfeksiyonu tamamen ortadan kaldıracaktır.
Bademcik İltihabı Tanısı
Öncelikle hastalığın geçmişine çok önem vermek gerekir. Akut bademcik iltihaplarının sık sık ortaya çıkması, bademcik ve bademcik çevresinde apselerin oluşması, ateşin uzun süre düşmemesi, çabuk yorulma ve sürekli duyulan halsizlik ya da romatizma ve böbrek iltihabı belirtilerinin görülmesi bademciklerde enfeksiyon odağı kuşkusunu destekler.Ağızdan yapılan yutak muayenesinde bademciklerin dış görünümü, sanılanın tersine pek Önemli değildir. Bunlar genel durumun ağırlığım yansıtmayacak biçimde büyük ya da küçük görünebilecekleri gibi az ya da çok girintili olabilir. Yalnız dış görünümde renk Önemlidir. Çünkü kızarıklık derecesi hastalığın ulaştığı iltihaplanma düzeyini gösterir.Bademciklerden kendiliğinden ya da sıkılınca sıvı çıkması da önemlidir. İrinli ya da irinsiz olabilen bu sıvının varlığı odaklaşmış bir kronik bademcik iltihabının göstergesidir.
Laboratuvar incelemelerinden elde edilen sonuçlar da özenle değerlendirilmelidir. Bademcikler vücuttaki başka bir enfeksiyon odağından etkilenerek iltihaplanmış olabilir. Bu durum laboratuvar incelemeleriyle ortaya çıkarılabilir. Erişkinlerde odaklaştığı sonucuna varılan kronik bademcik iltihabı olgularında böbrek işlevlerine ilişkin bilgi edinmek için tam idrar tahlili yapılır. İdrar yoğunluğunun değişmesi, albümin ya da kan (yalnızca alyuvarlar bile) bulunması bu anlamda önemli işaretlerdir.Kanın normal bileşenlerinin de (alyuvar ve akyuvar) incelenmesi çok yararlıdır. Bu yapıların sayı ya da niteliğindeki her değişme vücuttaki bir bozukluğun göstergesidir. Akyuvarların toplam sayısındaki artış akut iltihaplanmaya bağlı bir gelişmedir. Bu durumdaki hasta cerrahi girişimden önce tedavi edilmelidir.
Sedimantasyon hızının artması, eklem ya da kalpte romatizma hastalığının geliştiğini düşündürür.
Odaklanmış organ ile hasta organ (böbrek, kalp, eklem vb) arasındaki bağlantı saptandıktan sonra lezyon tipini ortaya çıkaracak incelemeler yapılmalıdır.Glomerülonefrit söz konusuysa, idrardaki yoğunluk değişmeleri testi ve kreatinin temizlenme hızı (klirens) gibi böbrek işlev testleri uygulanmalıdır. Böylece olası girişimden sonra hastayı sağlığına kavuşturacak işlemler saptanır.
Vücudun değişik yerlerinde görülebilen, akuttan kroniğe değişik biçimlerde ortaya çıkabilen bir romatizma hastalığı söz konusu ise elektrokardiyografi çekilerek kalp ve dolaşım işlevleri incelenmelidir.
Bademciklerde odaklanmış birincil iltihaplanmayı ortaya çıkarmaya yönelik incelemeler de vardır.
Bademciklerin ve Adenoitlerin Alınması, Tedavisi.
Bademciklerin adenoitierle birlikte alınması yıllar boyunca en çok uygulanan ve aynı zamanda en çok tartışılan cerrahi girişimler arasında yer aldı. Bazı ülkelerde yeni kuşakların bu ameliyatları geçirmesi bir dönem boyunca nerdeyse zorunlu sayıldı. Bu yapıların vücut savunmasında oynadığı rol iyice göz ardı edildi. Üstelik uzmanlara ve ağırlık kazanan yaygın görüşe göre bu girişimin hiçbir olumsuz etkisi yoktu.
Adenoitlerin alınmasını kulak uzmanları da bir Ölçüde onaylıyorlardı. Çünkü adenoitleri aşın büyüyen çocukların yaklaşık yansında ortakulak iltihaplan görülüyordu. Genel eğilimin cerrahi girişimden yana olması, bazen pek aşırı büyümemiş adenoitlerin bile alınmasına yol açtı.
Bademcik ve adenoitlerin alınması konusunda aşırı kuramlar yanlış uygulamalara yol açabilir. Cerrahi girişim geciktirilebiliyorsa alevlenme ve iyileşme evreleri sağlıklı biçimde değerlendirerek yeterli veriler toplanmalıdır. Yineleyen nezleli faranjitlerde cerrahi girişim yararsızdır. Ayrıca bademcik ve adenoitleri alınan bazı çocuklann daha sık bronşit olduğu da bir başka gerçektir.
Enfeksiyonlu büyük bademcikleri olan bir çocuğu uzun süre antibiyotik tedavisinde tutmak doğru değildir. Boğaz florasını değiştiren tedaviler bir süre için etkili görünebilir. Cerrahi girişim özellikle alerjiye yatkın kişilerde çok daha dikkatli irdelenmeli ve sakınılarak uygulanmalıdır.
Tek tek olgular karşısında karara varmak hiç de kolay değildir ve ameliyat kararına yol açan verileri kesin biçimde saptamak zordur. Ama gereksiz yere birçok cerrahi girişim yapıldığını Öne sürerek bademciklerin alınmasına karşı çıkmak hatalı bir davranıştır. Olasılıkların tutarlı biçimde elenmesiyle ulaşılan cerrahi girişim kararı çocukların sağlıklı gelişimi açısından büyük değer taşır.
Bademcik İltihabı Nedir, Belirtileri, Tedavisi
Yutağın lenf dokusunun ve özellikle bademciklerin önemli bir savunma işlevi vardır. Mikroplanıl yineleyen saldırılarına tepki olarak ortaya çıkan iltihaplanmalardan sonra bu doku aşın biçimde büyüyebilir ve kendi başına bütün vücut için bir iltihap odağı oluşturabilir. Bademcik iltihabı çocukluk evresinde gerçek bir hastalık sayılmayacak kadar sıradanlaşan bir duruma dönüşebilir. Ama yol açabileceği komplikasyonlar nedeniyle önemsenmesi gerekir.Bademcik iltihabında yaşın büyük önemi vardır. Bu önem yalnızca cerrahi bakış açısından kaynaklanmaz. Erişkin evrede bademcik sorunu çok daha karmaşıktır ve değişik çözümlere açıktır. Çocukta ise sorun oldukça basittir. Artık günümüzde bademcik ve adenoitlerin (geniz bademciği) alınması bir çocuk için kızamık ya da boğmaca geçirmek kadar önemsizleşmiştir. Bu girişim çok daha ağır sonuçlar doğuracak gelişmelerin de kesin biçimde önlenmesini sağlar.
Bademciklerin Büyümesi
Bademcikler çocuklarda, özellikle “lenfatik” denen yapıya sahip olanlarda gelişmeye yatkındır. Ağız yutak (bademcikler) ve burun-yutakta (adenoitler) bulunan lenf dokusundaki bu gelişme bazen aşın olabilir. Büyüyen lenf dokusu öncelikle geliştiği boşlukta tıkanmaya yol açar. Aynca bu büyüme sonucu nezle tipi enfeksiyonlara yakalanma kolaylaşırken bu dokular anatomik yapılarından ötürü mikroplar için çok uygun bir yaşama ortamı oluştururlar.
Bademcik İltihabı Belirtileri
Bademciklerin ve özellikle adenoitlerin büyümesi üst solunum yollannda (burun ve yutak) tıkanmaya yol açar. Çoğu zaman burun kanalının yutağa bağlandığı bölge (rinofarinks) tam olarak tıkanır ve çocuk sürekli ağızdan nefes almak zorunda kalır. Bu durumdaki çocuğun ağzı sürekli açıktır.
Östaki borusunun tıkanması nedeniyle gelişen ortakulak iltihabından ötürü solunan havanın burun süzgecinden geçmeyişinden kaynaklanan boğaz ağrısı ve bronşite kadar bir dizi komplücasyon görülür. Çocukta burnun kapalı ve yutak titreşiminin yetersiz olması nedeniyle ses de değişir ve “genizden konuşma” başlar.
Bademciklerin büyümesiyle ağız ve yutak arasındaki geçidin daralması sonucu yiyeceklerin yutulması zorlaşır. Ortaya çıkan bu bozukluklar aşın büyüyen lenf dokusunun alınması için yeterlidir. Aynca bütün bunlara ek olarak bademcik ve adenoitlerin hemen her zaman mikroplanarak iltihaplandığı görülür. İltihaplanma kızamık ve suçiçeği gibi döküntülü bir çocuk hastalığından, sıradan bir soğuk algınlığından ya da grip enfeksiyonundan sonra da ortaya çıkabilir,Böylece çocuğun burun yollannda iltihaplanma (sürekli soğuk algınlığı durumu), boğaz bölgesinde iltihaplanma, vücut sıcaklığında hafif artış, iştahında azalma, büyümesinde yavaşlama ve kulaklarında inatçı iltihaplanma görülür.
Küçük hastalarda bademciklerin büyümesine bağlı tıkayıcı etkinin yanı sıra iltihaplanmalar sonucu hemen kendini belli eden bîr dizi değişiklik oluşur. Bu bozukluklar göz ardı edilirse vücut gelişiminin bile silemeyeceği, kalıcı izler ortaya çıkar.Çocuğun yüzü soluk ve incedir. Ağzı her zaman açık, burun delikleri şişkin ve sümüklüdür. İştahsız, zayıf ve huysuzdur. Genellikle işitme güçlüğü çektiğinden okulda dalgındır. Soğuk havalarda kolay hastalanır. Genellikle hafif ateş, boğaz ağnsı ve bronşit görülür. Bunlar çok ağır belirtiler olmasa bile çocuğu giderek daha güçsüz bırakır. Çocuğun yaşı ilerledikçe belirginleşen bu tabloyu engellemek için hastalık burun ve yutağa yerleşmeden başlangıçta engellenmelidir.
Bademcik ve adenoitlerin büyümesine karşı tek kesin çözüm cerrahidir. Tıbbi tedavi ve İklim değişiklikleri az ya da çok bir iyileşme sağlayabilir. Deniz kıyısında yaşama, uzun sürelerle açık havada kalma, vitamini eksiksiz dengeli beslenme, kalsiyum ilaçlan ve kansızlığı önleyici başka ilaçlar çok yararlıdır.
Bademcik ve adenoitler hemen her zaman ve durumda alınabilir. Cerrahi girişimi kesin biçimde engelleyen tek durum ender görülen ve önlenemez kanamalara yol açan hemofili hastalığıdır. Çocuğun akut seyreden bir hastalığı varsa iyileşmesini beklemek önerilir. İlerde daha ayrıntılı biçimde açıklandığı gibi cerrahi girişim sırasında genel anestezi uygulanarak, solunum yoluyla azot pro-toksit (diazot monoksit) ve halotan gibi gazlarla oksijen verilir. Bu anestezikler yüzeysel ve hızlı narkoz etkileriyle çocuğun hem ameliyathane ortamından en az Ölçüde etkilenmesini hem de daha çabuk kendine gelmesini sağlar. Aynca uzun süreli girişimlerde kullanılan öbür anes-teziklerin yan etkilerini göstermezler.Girişimden sonra, ameliyat yerinde oluşabilecek kanama ve enfeksiyonlara karşı çocuğun bir hafta süreyle gözlenmesi uygundur. Beslenmeye gelince, çocuğa yarı katı ya da sıvı yiyecekler verilir. Bunların çok sıcak ya da soğuk olmamasına özen gösterilir. Ağız bakımı mikrop öldürücü gargaralarla sağlanır.
Erişkinlerde Kronik Bademcik İltihabı
Çocukta bademcikler (ve adenoitler) solunum zorluğu yarattığı ve yerel iltihaplanmalara yol açtığı için alınır. Erişkinlerde ise cerrahi girişim bademcik iltihabının böbrek ve kalp gibi uzak organlar için bir enfeksiyon odağı oluşturması durumunda gündeme gelir.Bademcikler yalnız savunma işlevini üstlenen ve bu nedenle aşın lenfosit içeren yapılardır. Ama bu görevlerini kolayca yapamaz duruma gelebilir ve mikroplarla dolabilirler.Bademciklere yuvalanan streptokok gibi mikroplar genellikle vücudun zayıfladığı durumlarda yeterince üreme fırsatı bulur, kan dolaşımına geçip duyarlı organlara ulaşarak genel hastalıklara yol açarlar. Bunlar arasında, glome-riilonefrit ve akut ateşli romatizma ile kalpte (endokardit, miyokardit), eklemlerde, merkez sinir sisteminde (köre) ve gözde (iris iltihabı) oluşan komplikas-yonlar sayılabilir.
Bu olgularda bademcikler uzak organlarda hastalıklara yol açan enfeksiyon odağına dönüşmüşlerdir. Erişkinlerdeki kronik bademcik iltihaplarında en önemli sorun, odaklaşmış bir enfeksiyonun var olup olmadığını saptamaktır. Bu konunun belirlenmesi cerrahi girişim açısından büyük önem taşır. Odaklaşmış enfeksiyon olgularında her iki bademciğin de alınması enfeksiyonu tamamen ortadan kaldıracaktır.
Bademcik İltihabı Tanısı
Öncelikle hastalığın geçmişine çok önem vermek gerekir. Akut bademcik iltihaplarının sık sık ortaya çıkması, bademcik ve bademcik çevresinde apselerin oluşması, ateşin uzun süre düşmemesi, çabuk yorulma ve sürekli duyulan halsizlik ya da romatizma ve böbrek iltihabı belirtilerinin görülmesi bademciklerde enfeksiyon odağı kuşkusunu destekler.Ağızdan yapılan yutak muayenesinde bademciklerin dış görünümü, sanılanın tersine pek Önemli değildir. Bunlar genel durumun ağırlığım yansıtmayacak biçimde büyük ya da küçük görünebilecekleri gibi az ya da çok girintili olabilir. Yalnız dış görünümde renk Önemlidir. Çünkü kızarıklık derecesi hastalığın ulaştığı iltihaplanma düzeyini gösterir.Bademciklerden kendiliğinden ya da sıkılınca sıvı çıkması da önemlidir. İrinli ya da irinsiz olabilen bu sıvının varlığı odaklaşmış bir kronik bademcik iltihabının göstergesidir.
Laboratuvar incelemelerinden elde edilen sonuçlar da özenle değerlendirilmelidir. Bademcikler vücuttaki başka bir enfeksiyon odağından etkilenerek iltihaplanmış olabilir. Bu durum laboratuvar incelemeleriyle ortaya çıkarılabilir. Erişkinlerde odaklaştığı sonucuna varılan kronik bademcik iltihabı olgularında böbrek işlevlerine ilişkin bilgi edinmek için tam idrar tahlili yapılır. İdrar yoğunluğunun değişmesi, albümin ya da kan (yalnızca alyuvarlar bile) bulunması bu anlamda önemli işaretlerdir.Kanın normal bileşenlerinin de (alyuvar ve akyuvar) incelenmesi çok yararlıdır. Bu yapıların sayı ya da niteliğindeki her değişme vücuttaki bir bozukluğun göstergesidir. Akyuvarların toplam sayısındaki artış akut iltihaplanmaya bağlı bir gelişmedir. Bu durumdaki hasta cerrahi girişimden önce tedavi edilmelidir.
Sedimantasyon hızının artması, eklem ya da kalpte romatizma hastalığının geliştiğini düşündürür.
Odaklanmış organ ile hasta organ (böbrek, kalp, eklem vb) arasındaki bağlantı saptandıktan sonra lezyon tipini ortaya çıkaracak incelemeler yapılmalıdır.Glomerülonefrit söz konusuysa, idrardaki yoğunluk değişmeleri testi ve kreatinin temizlenme hızı (klirens) gibi böbrek işlev testleri uygulanmalıdır. Böylece olası girişimden sonra hastayı sağlığına kavuşturacak işlemler saptanır.
Vücudun değişik yerlerinde görülebilen, akuttan kroniğe değişik biçimlerde ortaya çıkabilen bir romatizma hastalığı söz konusu ise elektrokardiyografi çekilerek kalp ve dolaşım işlevleri incelenmelidir.
Bademciklerde odaklanmış birincil iltihaplanmayı ortaya çıkarmaya yönelik incelemeler de vardır.
Bademciklerin ve Adenoitlerin Alınması, Tedavisi.
Bademciklerin adenoitierle birlikte alınması yıllar boyunca en çok uygulanan ve aynı zamanda en çok tartışılan cerrahi girişimler arasında yer aldı. Bazı ülkelerde yeni kuşakların bu ameliyatları geçirmesi bir dönem boyunca nerdeyse zorunlu sayıldı. Bu yapıların vücut savunmasında oynadığı rol iyice göz ardı edildi. Üstelik uzmanlara ve ağırlık kazanan yaygın görüşe göre bu girişimin hiçbir olumsuz etkisi yoktu.
Adenoitlerin alınmasını kulak uzmanları da bir Ölçüde onaylıyorlardı. Çünkü adenoitleri aşın büyüyen çocukların yaklaşık yansında ortakulak iltihaplan görülüyordu. Genel eğilimin cerrahi girişimden yana olması, bazen pek aşırı büyümemiş adenoitlerin bile alınmasına yol açtı.
Bademcik ve adenoitlerin alınması konusunda aşırı kuramlar yanlış uygulamalara yol açabilir. Cerrahi girişim geciktirilebiliyorsa alevlenme ve iyileşme evreleri sağlıklı biçimde değerlendirerek yeterli veriler toplanmalıdır. Yineleyen nezleli faranjitlerde cerrahi girişim yararsızdır. Ayrıca bademcik ve adenoitleri alınan bazı çocuklann daha sık bronşit olduğu da bir başka gerçektir.
Enfeksiyonlu büyük bademcikleri olan bir çocuğu uzun süre antibiyotik tedavisinde tutmak doğru değildir. Boğaz florasını değiştiren tedaviler bir süre için etkili görünebilir. Cerrahi girişim özellikle alerjiye yatkın kişilerde çok daha dikkatli irdelenmeli ve sakınılarak uygulanmalıdır.
Tek tek olgular karşısında karara varmak hiç de kolay değildir ve ameliyat kararına yol açan verileri kesin biçimde saptamak zordur. Ama gereksiz yere birçok cerrahi girişim yapıldığını Öne sürerek bademciklerin alınmasına karşı çıkmak hatalı bir davranıştır. Olasılıkların tutarlı biçimde elenmesiyle ulaşılan cerrahi girişim kararı çocukların sağlıklı gelişimi açısından büyük değer taşır.
Kalsiyum’un Faydaları Nelerdir, Hangi Besinlerde Kalsiyum Bulunur?
Tuzlu Simit